7.1.13

ve sonunda hepimiz kendi hayatlarımıza ayrı ayrı devam ettik gittik...

bir gün -mesela baharın 15'i olsun- bir kaç kıyafet giyip çıkardıktan sonra -mesela bir jean ve bir t-shirt kombinasyonları varyasyonları olsun, belki de bir kazak ve bir kumaş pantolondur- tekinde karar verip evden ayrılmış olsun. yürüsün. sokakları geçsin. otobüse binebilecek olsa da binmemiş olsun. mesela kafası bozuk olabilir, ya da üşenmiyordur veya ne bileyim hava güzeldir filan. varsın bir kafeteryaya. fonda rock müzik çalan bir kaç eskitilmiş, belki de sahiden eskimiş, siyah boyalı banklardan ve ahşap masalardan oluşan bir yer de olabilir, günün popüler parçalarını çalan renkli puflarla dolu bol aydınlatmalı bir yer de, belki de doğu türküleri çalan ve şark odası şeklinde düzenlenmiş bir mekan da makul sayılabilir. işte öyle. 1,5 liradan bir çay ya da 7 liradan bir esspresso söylemiş olsun. geç kalmış, zamanında gelmiş ya da erken varmış olması da fark etmez. otursun. sonra/önce/o anda beklediği kişi gelmiş olsun. "eee..." desin. eee, sorgulayan, ne diyeceğini bilemediğinden vakit kazandıran ya da kekemelikten gelen uzunca çıkmış bir eee olabilir bu. "evet." desin, "ne haber?". meraktan, öylesine ya da nezaketen.
"iyi" desin karşısındaki de. içeriği tamamen belirsiz.
sonra müzik girsin araya. belki 15 saniye. ama daha uzun gelen.
"demek  calvivo okuyorsun ha?"
"evet, seni beklerken kesişen yazgılar şatosu'nu okuyordum."
sonra yine müzik.
sonra bir kaç el tavla.
sonra hep müzik.
"hala şiir yazıyor musun?"
"eh, üç beş bir şey var işte."
"güzelmiş."
sonra müziğin de değiştiği anda gelen tuhaf sessizlik.
"bir şeyler yer misin?"
"atıştırabilirim."
sonra hamburger, gözleme ya da ayvalık tostu yenilip ayran, kola belki de ice tea içilmiştir.
ve konuşulması gereken her şeyden uzak şeyler.
vesaire,
vesaire,
vesaire...
"demek artık başka bir şehirde yaşa..."
"ben bir arkadaşla buluşacaktım yarım saat sonra alsancak'ta/kızılay'da/kadıköy'de... geç kalıyorum."
"tamam o zaman. ne taraftan?"
"aşağı doğru. sen?"
"ben yukarı."
"o zaman sonra görüşürüz."
"görüşürüz."
sonra,
hiç.