31.3.11

psikodrama, kısa ve etkili, diğerleri...

Bugün de yatağın duvara yapışık olmasından mütevellit her sabah olduğu gibi yine solumdan kalktım. Hava yağdım yağacak gibiydi, henüz karar verememişti, sanki evlenme teklifi almış da naz yapıyordu ama fazla naz aşık usandırırdı ve görünüşe göre de havanın bundan haberi yoktu. 8:15-alarmı kapa, 8:25-kalksam mı?, 8:35-kalkıp geri yattım, 8:47-artık kalkmazsam kesinlikle geç kalacağımdan kalkıp giyindim ve yarım dilim ekmek yiyerek çıkıp okula gittim. Yolda kaydadeğer herhangi bir şey olmadı, gece gördüğüm rüyayı hayra yormaya çalıştım, yoramadım. Bir yoruma göre "Freud gelse çözemez." bir rüyaydı: Sevgilim, ben ve sevgilimin ağzından cımbızla değil maşayla zor laf aldığımız bir arkadaşı, ki adı Özgür olur, öğrenci evi olduğu her halinden belli bir evde oturmuşuz, gülüşüyoruz. Ama neye? Özgür diyor ki: "Hahaha! Pınar Yusuf seni aldattı." Hep beraber gülüyoruz. Yusuf diyor ki: "Evet sevgilim ne yazık ki seni çiğ göğüslü bir kızla aldattım, kusura bakma. Ahahahaha!" Ve histeri krizine girmiş gibi kahkahalar atıyoruz. Hayır, ben neden atıyorum onu anlamadığım gibi, çiğ göğüs nasıl oluyor hiç anlamadım. Kalkınca ve yol boyu bunu düşündüm. Tahmin edileceği üzre terzi yine söküğünü dikemedi ve sorusuna cevap alamadı.
Grup Psikoterapisi dersine bu hafta da sayfalarca yazacağımı sanarak gitmiştim, oysaki hoca geçen hafta psikodrama için başka birinin geleceğini söylemişti, evde dakikalarla boğuştuğum o yataktan kalkma sürecinde bunu anımsasam direk vurur kafayı uyumaya devam ederdim, ama ne yazık ki... Psikodramada oyuncu değil de seyirci iseniz sıkıntıdan ölürsünüz ve uygulama yapılacakmış. Sıkılmaktansa çıkayım oynayayım onca tecrübenin de hatrına dedim, sabahki rüyayla başlayan zincirin ikinci halkasını da böylece takmışım meğer:
Birinci direktif: Ben güneşim, arkadaşım buz. Açıklama: İnsanlara zaman zaman zarar vermekten kaçınıyor musun? -Evet.
İkinci direktif: Ben buzum, arkadaşım güneş. Açıklama: Herhangi bir baskı karşısında dağılır mısın? -Evet.
Üçüncü direktif: Ben kelebeğim, arkadaşım çiçek. Açıklama: İnsanlar arası ilişkilerde pek sıkıntı yok. -Benim neden haberim yok? (Dördüncü direktif de bunun tersi olup sonuç yine aynıdır.)
Beşinci direktif: Ben anneyim, arkadaşım çocuk. Açıklama: Anneliğe hazır değilim, çok net.
Altıncı direktif: Ben çocuğum, arkadaşım baba. Açıklama: Oidipus kompleksinin daniskası.
Yedinci direktif: Ben polisim, arkadaşım hırsız. Açıklama: Arkadaş hırsız olduğu halde Robin Hood karakterli bir hırsız olduğundan alelade bir rolde bile kendini "kötü" düşünemiyor.
Sekizinci direktif: Ben hırsızım, arkadaşım polis. Açıklama: Kendimi daha iyi hissetmemiştim! Gerçekten. Banka soymuş, suçu da beni aldatan sevgilimin üstüne atmışım. Adam, aylarca hapis yattıktan sonra suçlu olduğum anlaşılmış ve yakalanmışım. Hala da kıvrak bir zekayla işleri pasif-agresifi oynamaya kadar götürüp madur olduğumu ispatlamaya çalışıyorum, inanılmaz da ukalayım. Alacağım ceza da asla umrumda değil çünkü adam boşu boşuna hapis yatmış benim yüzümden, daha iyi ne olabilir? Psikoanaitik kısmına girmeyeceğim bile. Her şey ortada.
Dokuzuncu direktif: Ben yaşlıyım, arkadaşım baston: Yaşlılığımda birilerine dayanma ihtiyacım olacak, ama bunu bulamayacağıma dair sonsuz bir inancım var. Gençliğimde yaptığım hemen her şeyden pişmanım. Yaşlılık bana çok acizce ve keyifsiz geliyor. Bıraksan intihar edeceğim. Dünyadan nefret ediyorum. Az daha üstüme gelinse ağlardım.
Onuncu direktif: Ben bastonum, arkadaşım yaşlı: Sorumluluklara karşı optimum seviyede bir yaklaşımım var.
Eğlendiğim bir gerçek ama her psikodrama seansı sonrası kazandığım içgörü veya bildiğim ama gündemde tutmaktan hoşlanmadığım her konu ışığı görüp gelir ve ben öncekinin iki katı lanet olası bir hayata adım atarım. Farkındalığın ve bilginin çokluğu kaos, acı ve antidepresan olarak halkımıza geri döner. İnsanın başetme mekanizmaları bir süre off durumuna geçer ve yara almaya açık bir hale gelir. İşte psikodrama gibi etkinlikler insanın kendini tanıması için muhteşem yerlerdir. Fakat kişi kaldırabileceğine emin olmadan adımını dahi atmamalıdır. Kısmen kaldırabiliyorum şimdilik sanırım ama 35 yaşına kadar bir kaç epic fail daha yaparsam kaldırabileceğimi sanmıyorum.
Gelelim üçüncü halkaya. Akbank kısa film festivalinin ödüllü filmleri gösteriliyormuş, işim gücüm yok -aslında o kadar çok ki, kendimi kandırıyorum, o ayrı- gideyim izleyeyim bari dedim. Trailer'ı aşağıda, tamamını bulursanız mutlaka izleyin diyeceğim de belki de izlemeseniz daha iyi emin değilim. Dağıldığım andı.
Tüm dünyaya isyanım vardı, kuzenimin dediği gibi "isyankar repçi" olasım geldi. Duvarlara grafitti ile SHUT THE FUCK UP! yazmak istedim. İnsan olduğumdan dolayı kendimi iğrenç hissettim. Hayat, her zamanki gibi, zordu.
Yemek yemek için durduğum bir restoranda, yağmur çiselemeye başladığı anda, iki büklüm yaşlı bir adam konuşamaz, sadece garip sesler çıkarır bir halde, yardıma muhtaçlığın ve kendisinden zarar gelmeyeceğinin açık göstergesi olarak yanımda avuç açtı. Garson "Hadi dedeciğim git buradan." dedi. Aras'ın vaktiyle sık sık eleştirdiği o steril yaşamımızda bu amcaya yer yoktu, tıpkı Almanya'da Afrikalıların yeri olmadığı gibi. Garson da tabii ki polisi oynuyordu. O anda neden psikodramada hırsız olmaktan büyük keyif aldığımı fark ettim. I was the Inside Man beybi.
Yaşlı adam restoranı terk etmeye çalışırken bastonu kaydı ve düşmek üzereydi. Kumpir hazırlamakla görevli çocuk, az önce adamı kovmaya çalışan garsona "Oğlum yardım etsene, düşecek amca." dedi, fakat garson adamın ayağının kayışını sırıtarak izlemeye devam etti. O anda hem garsondan hem kendimden nefret ettim. Çünkü adama ben de yardım etmedim. Gülmedim de ama bu beni haklı çıkarmazdı. Hücre arkadaşı karga tulumba götürülürken yatağın ardına saklanıp seyreden o kokuşmuş mahkumdan ne farkım kaldığını sordum, tek fark kokuşmuşluk düzeyimizdi, benimki daha yüksekti. Etrafımda bana kaba kuvvet uygulayacak kimse olmamasına karşın yardım davranışını reddetmiş, bir insanın acizliğini seyretmiştim. Sonra yağmur hızlandı ve ben o adamın tanrı aşkına nasıl ve nereye sığındığını düşündüm. Ülkenin yürümekte ve konuşmakta zorluk çeken bir yaşlıyı dilenmek durumunda bırakacak koşullarından nefret ettim. Bir kez daha psikodramada canlandırdığım yaşlılık halimi düşündüm, mümkünse o kadar yaşlanmadan ölmem gerektiğini onayladım.
Günün sonrasında başka başka arkadaşlarımın havadan sudan başka başka dertlerine dalıp Esra Erol izledim ve "Cehalet mutluluktur!" sözüne uydum. Banyoya girip steril yaşamımı gerçek anlamda sterilleştirdim. Bir kaç bürokratik mail attım. Annemler geldi. Fatmagül'ün Suçu Ne? izliyorlar. Ben de paylaşmazsam bilinçaltına gideceği garanti olan bu günü mümkün mertebe ölümsüzleştirme işine giriştim. Nasır tutmak, şovalye kıyafeti gitmek, pembe gözlükler takmak filan o kadar da iyi değildir çünkü.

21.3.11

blogumu nasıl buldular?

işte bugüne kadar google'da ne umdular ne buldular? bazılarına çeşitli sebeplerle bayıldım, bold olanlar. ekstra hayranlıklarımı altını çizerek belirttim:

1. morpisimelinda 167 1,34 00:00:46 % 9,58 % 86,83


2. ak güvercin olaydım pencerene konaydım 153 1,06 00:00:09 % 96,73 % 94,77

3. hiçlik felsefesi 17 1,06 00:00:06 % 94,12 % 94,12

4. jean barbur 9 1,44 00:03:18 % 100,00 % 88,89

5. morpisimelinda.blogspot.com 9 1,11 00:01:17 % 0,00 % 88,89

6. "menekşe toprak" 4 2,00 00:00:58 % 25,00 % 75,00

7. morpisi melinda 3 1,00 00:00:00 % 0,00 % 100,00

8. morpisimelinada 3 1,33 00:00:52 % 0,00 % 66,67

9. jehan barbur dinlen bir nefes al 2 2,00 00:15:54 % 50,00 % 50,00

10. pembe pancur 2 4,50 00:02:15 % 100,00 % 50,00

11. pencerene konaydım 2 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

12. söyle nerdesin bal 2 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

13. "ilsa: -sana sonunu bilmediğim iki kelimelik bir hikaye anlatayım mı? 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

14. "irem temiz" 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

15. "kontrolsüz güç güç değildir" foucault 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

16. "kumru kermen" 1 1,00 00:00:00 % 0,00 % 100,00

17. "sen zaten kendin için yazıyorsun" 1 2,00 00:00:58 % 0,00 % 0,00

18. 23 nisan kaçincisını kutladımız 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: TBMM'nin açılışından hesaplarsak 2011-1920'den eder sana 91)

19. abrienda 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

20. ak güvercin olaydım pencerene konaydım 2010 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

21. ak güvercin olaydım pencerene konaydım dinle 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

22. ak güvercin olsaydım 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

23. antidepresan ve alkol 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

24. avrupa artistik patinaj şampiyonası 2010 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

25. ayakkabının ve şemşiyenin tarihçesi 1 1,00 00:00:00 % 0,00 % 100,00

26. aysun doğan 1 2,00 00:04:27 % 100,00 % 0,00

27. bazen bakarsın boş noktaya 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

28. bilkent 1 2,00 00:00:44 % 100,00 % 0,00

29. bioform yaptıran var mı 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: var, ben, oldu tuttu güzeldi. fakat saçı çok yıpratıyor.)

30. bir güvercin olaydım pencerene konaydım 1 2,00 00:04:36 % 100,00 % 0,00

31. bostanlı şafıl 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

32. bostanlı şafıl cafe 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

33. bunlar içinmi kendimi yorcam ben 1 2,00 00:00:08 % 100,00 % 0,00

34. didem uzel lens 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

35. esniyorun midem bulanıyor neden 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: depresyon, gebelik, yorgunluk gibi bir çok sebebi olabilir, önce bir doktora sonra gerekirse psikoloğa görünmeni tavsiye ederim.)

36. gradiva meselesi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

37. hastayım 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

38. hastayım antidepresan giriyorum arkadaşlar yorumlar 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

39. hic lik felsefesi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

40. hiçlik felsefes 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

41. ielts de 40 ustunden listening not karsiligi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

42. izmir ekonomili seksi kız 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

43. jean barbur gidersen 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

44. jean barbur gidersen sözler 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

45. jean barbur hayatı 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

46. jean barbur kimdir 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

47. jean barbur neden 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

48. kendi derdime yanıp 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

49. kendi derdine yanip sen aglarken ben gülecegim 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

50. kendimi bunlar icin mi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

51. kendimi bunun için mi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

52. kendimi bunun içinmi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

53. kendimi onun için yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

54. kendimi senin icin mi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: kendini kimin için yoramayacağını ve mi'leri yazmayı bir türlü beceremeyenlere gelsin: kendimi bunun için mi yoracağım ben?)

55. kpds ye girenlerin maaşları ne kadar artar 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: kanımca memuriyet yılına filan göre değişen güzel bir miktar artıyor.)

56. kına gecesi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

57. kız öpemem diyorsa 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: öpmez.)

58. monitera 1 1,00 00:00:00 % 0,00 % 100,00

59. moriçe ne demek 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: Morların kraliçesi demek, ben buldum! isim haklarım saklı.)

60. nil karaibrahimgil - kırık (klip notları 1 6,00 00:01:18 % 100,00 % 0,00

61. nil karaibrahimgil kendimi bunlar icin mi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

62. nil karaibrahimgil kendimi bunun icin mi yorcam ben sarkisi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

63. nil karaibrahimgil kendimi bunun icinmi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

64. nil karaibrahimgil kendimi onun icinmi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

65. nil karaibrahimgil posteri 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

66. nil kendimi bunun için mi yorcam ben 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

67. nokta resmi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

68. noktalı yazı yazma 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: virgüllüye ne dersin, ya da ünlemli yazabilir miyim?)

69. odil and dickie 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

70. othello ki destina 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

71. pagan poetry türkçesi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

72. paradoksik niyet 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

73. paranoid kişilik bozukluğu testi 1 2,00 00:00:23 % 100,00 % 0,00 (M. der ki: bende var yapabilirim ya da devlet hastaneleri ile özel bazı hastanelerde uzmanlar de yapıyorlar ama google'da psikolojik test arama, güvenilirliği ve geçerliği olan bir şeye ücretsiz rastlayamazsın.)

74. pembepancur 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

75. pembepancur.com 1 2,00 00:00:19 % 100,00 % 0,00

76. peme pancur 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

77. pencerende ak güvercin olaydım 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

78. pencerene konaydim 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

79. polonya güncesi 1 2,00 00:00:12 % 100,00 % 0,00

80. ptır pit 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

81. sabina ayakkabı 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

82. starbucks 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

83. sınırda uyusturucuyla yakalananlar 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

84. sız am 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

85. tamam ozaman degel 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

86. tek noktalı yazılar 1 2,00 00:00:39 % 100,00 % 0,00

87. tentürdiyot içip intihar etmek 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

88. tentürdiyot içip intihar etti 1 2,00 00:00:43 % 100,00 % 0,00

89. vazgeçebilirim hepinizden 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

90. white çaklıt moka kahvesinin tarifi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

91. yazı odasında yolculuklar 1 3,00 00:03:43 % 100,00 % 0,00

92. çankaya sevgi yolu kitap çarşısı nereye taşındı 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: hemen arkadaki büyük katlı otoparka taşındı.)

93. üstümden kapıyı 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: bence kitleyeyim.)

94. üç nokta 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

95. şaşırtan varsayım 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00

96. şemşiye ve ayakkabının önemi 1 1,00 00:00:00 % 100,00 % 100,00 (M. der ki: çooooook!)

97. cache:n3lcbwfuk3yj:tourez.ru/boyumutur/ morpisimelinda 0 0,00 00:00:00 % 0,00 % 0,00

98. morpisimelinda güncesi 0 0,00 00:00:00 % 0,00 % 0,00

sınav takvimi (sadece vizeler)

Fazla söze gerek yok:

17.3.11

end yüüüüü üüü üüüü üüü ar dı volf.

cansu arada bir şarkı paylaşıyor, sonra ben en aşağı bir gece onu dinliyorum.
geçende eski sevgilisiyle yolda karşılaşan bir arkadaş vardı. asla selam vermedi, suratına bile bakmadı. dedim, siz konuşuyordunuz ya n'oldu?, dedi, yooook yoook.
öğrendim ki bir eski sevgili görünürken görünmez hale geldiyse, kişi kendini kaptırmaktan korkar imiş filanmış. inanmam öyle şeylere ben. neden inanayım hem?
bloggerı da açtığımda bu site mahkeme kararı ile kapatılmıştır yazısını gördüm, şaşırıdım. uzun süredir dns ayarları değişmiş bir bilgisayar kullanınca insan hangi sitenin erişime kapandığını bilemiyor. bizzat üstüme alındım önce, sonra dedim yasadışı ne yazdım ki? sanırım artık dns ayarı değiştirmeyi yemiyorlar, ya da en azından benim kodum artık geçersiz. veyahut o tip bir kaç şey olmuştur. ne bileyim ben.
ibrahim tatlıses vurulunca ölecek diye üzüldüğümü itiraf etmeliyim. çocukluğumdan bir parça koparılmış gibi hissettim. nil karaibrahimgil'in jackson öldüğünde hissettiklerine katıldım filan. (ilgili nil yazısı için tıkla!) ama çok sündü konu, ondan ötürü bezdim biraz.
geçende mide fesadı geçirdim. kenya'daki çucuklar "aç bil aç" gezer iken, ben o kadar çok yedim ki, hasta oldum. insanlar bana bir şey yemiyorsun diyorsa da o akşam yediklerimi saydığımda "aman tanrım! filler bile daha az yiyor şekerim." dediler. ya da öyle der gibi bakış attılar. fikir onlara ait. ben kendimi kabul/red durumunun dışında tutarak avunuyorum. daimi çekimserim.
16 nisan doğum günümde açılacak olan 16. izmir kitap fuarını delice bekliyorum. fakat nerde o rus pavyonuuuu, nerde bu "hall"? bi kere samimiyetsiz, bölük pörçük, ayrımcı bir salon bura. üstelik soğuk da. peh. her bir yılı anımsamak isterdim ama mümkün değil. tek bildiğim geçmiş 15 yılın 15'ine de üç gün beş gün katılmış olduğum. hatta ilkinde miydi neydi, trt ana habere çıkmıştım. o vakitler 7-8 yaşındaydım ve çok zeki bir çocuktum. kitap furaı ile ilgili neler düşündüğümü sormuşlardı ve ben de herkes için çok faydalı aradığımız her şeyii buluyoruz tüm çocuklar faydalanmalı gibi tuhaf laflar etmiştim. şimdi bir çocuğun böyle cümleler kurduğunu gördüğümde "kesin çocuğa ezberletip söyletiyorlar." derim. her geçen yıl daha da aptallaştım. misal, daha anaokuluna gitmezken baykal için hizipçi o diyerek siyaset konuşan bir grup öğretmenin lafını kesmişim. sonra onlar da dillerini yutup bir daha asla konuşamamışlar. çünkü 5 yaşındakiler bile siyasetten böylesine anlıyorsa kendilerini değersiz görüp ortamı terk etmişler vs. şimdi sor bana hizipçi ne demek? inan "tdk'ya sor ben sözlük müyüm?" cevabı alırsın, ya da dur bu da benden olsun:

hizip, -zbi Ar. §izb

a. esk. 1. Bölük, kısım. 2. Kur'an-ı Kerim'in her cüzünün beş sayfalık bölümü. 3. top. b. Bir siyasi partinin içinde, partinin izlemekte olduğu ana siyasi çizgiye karşı olan, ayrı bir teşkilat merkezi bulunan ve partinin çoğunlukla aldığı kararlara karşı savaşan parti içi grup, fraksiyon, klik.
Güncel Türkçe Sözlük

hizipçi

a. Hizip oluşturan veya bir hizip içinde yer alan kimse, klikçi: “Gerçi Meclisimebusandaki bağımsızlarla hizipçiler henüz tamamıyla bu partiye mal olmamışlardı.” -Y. K. Karaosmanoğlu.
Güncel Türkçe Sözlük

bu arada karaosmanoğlu ile seyfettin de olmasa kimden örnek verirdi bu tdk bilememekteyim.
yıllar var ki siz giderken ben dönüyordum diyemiyorsun, insanlar seni yakalamış geçmiş. ne politika, ne iktisat, tekinden de bir şey anlamadığım gibi, star ana haber'deki çocuk taksimde beni yakalar da bir şey soruverirse diye aylardır istanbul'a gitmedim. yoksa giderdim. neden gitmeyeyim?

4.3.11

yine sınav mınav

Inception'ın soundtrackleri ödül aldı mı biri söylesin? Ard arda 7 tanesini dinledim beyin travması geçiriyordum! Hans Zimmer bile bir yere kadar.
Zaten o filime de ABD'deki sevgilime kendisinin bir yakın ve cinsiyeti erkek arkadaşı (benim de değil, onun arkadaşı) ile baş başa değil, yine temelde kendisinin bir başka arkadaşı olan ve hemcinsim insanın da bizle geldiğini ve sonra benim hemen kursa gittiğimi filan anlatamadık, bir süre de kabullenemediği bir kıskançlık krizi geçirdiydi. Feci sofistike insanlar olarak filimle ilgili günlerce süren bir tartışmadan sonra birbirimize az da olsa katılıp bu gerginliği başka ve alakasız bir yerden çıkarmıştık. (Uzlaştığımız konu benim filmi yendiden ve dikkatle izlemem gerektiğiydi.) Kıssadan hisse: Ey psikologlar, entellektüelleştirme dikkat edilmesi gereken bir savunma mekanizmasıdır. Bu olaydan bunu çıkarın.
Yarın yine IELTS'ye gireceğim. Öf. Kötü gelirse ÜDS kasmam gerekecek, şaka filan gibi vs.
Ege'de kliniğe kabul almak gibi yeni bir hayalim oldu alakasız yerden. "Bağlasan durmam!" dediğim okulda yüksek lisans yapasım var, çok şaşkınım ama gerçek. Bunlar hep Haluk Hoca gazı. Aradığı en temel kriterin Egeli olmak olmasını tutturmamın verdiği çılgın mutluluk tarif edilemez.
İnsanlar deli gibi ÜDS çalışıyor ya! Oha!
Allahım uykum var.

2.3.11

moriçe evden bildirdi

Mesela senede bir kez bir gece, tek bir gece, sevdiğin adamın/kadının kokusuyla uyanmak vardır ya
Ya da parkta bir çocuk gülümseyip sana el sallar sen de göz kırparsın, sonra o göz kırpmaya çalışır, beceremez de, gülersin filan
Veya en basitinden bir gün de dersin erken biter, hava ılıktır, sevdiğin arkadaşlarınla ağdalı aşk sohbetlerinden bulutlar kadar hafif konulara geçiverirsin göz makyajın yanağından akmayı bitirip boynuna doğru henüz ulaşamamışken
Ne bileyim bahar gelsin istiyorum bence ben. Eli de kulağında ama "mart kapıdan baktırır/kazma kürek yaktırır". Bir de İzmir'de bahar 3 gün bilemedin bir haftadır. Ben, baharı kovalamak istiyorum. Eğer bahar şu anda Avusturalya'da bir yerlerde çiçek açtırıyorsa mesela, ben o çiçeğin açışını görmek istiyorum.
Bu soğuk ve kapalı havalar benim ruhumu da kapatıyor gibime geliyor. Bir nevi işaret uyarıcı gibi: depresyona girilecek! Annenin elinde pijamayla gelmesi gibi tam Parliament sinema klübü sunarken: yatılacak! - en eğlenceli yerinde yapılmaz ki! Penaltılarda akşam ezanının okunması gibi veya: eve gidilecek! Öyle şeyler.
Bu blogu çok boşladım, biliyorum. Ne iyiyim ne kötüyüm bu aralar. İki gün önce berbattım. Hayat çok tuhaf seyrediyor bazen.
Bazı adamlar var, mesela Melih Cevdet Anday gibi, ya elinizdeki kitabı bizzat yazmıştır, ya çevirmiştir, ya da hakkında bir eleştiri yazmıştır. Peki sevgili Anday, nası yani? Hiç mi nefes almadın yahu? Fakat ne başarı! Keşke laptobum ve TV olmasaydı. O zaman en eğlenceli aktivite kitap okumak olurdu ve Anday kadar olmasa da şu ankinden daha çok okurdum.
Ha bir de, tavuk haşlarken içine karanfil, nane, havuç, taze soğan, kereviz, fesleğen filan atın ilk taşımdan sonra AMA sakın ola ki tavuk suyunu kullanacaksanız anında süzüp başka kaba aktarmayı ertelemeyin! Sakın! Şehriye mi içtim karanfil suyu mu anlamadım.
Son olarak: http://www.pandora.com/ başarılı bir müzik sitesi.