10.4.14

ruhum aya

nefretle dolu.
saygısızlık.
bağıra bağıra.
hayır hayır. gökyüzünden yüksel haydi. yüksel gökyüzünden. kırmızı tırnaklarınla yüksel gökyüzünden. saatler çalmalıydı. gündüzleri ölmeliydik. geceleri gömmeliydik.
turneye çıkmış sirk hayvanı gibiyiz. sakıncalı makıncalı deme de sus.
konuş konuş!
kayıp giderdik belki yollardan yollara varabilseydik. sayılamazdı huysuzca silkelenişleri. siklenişleri. fakat! takatimiz kalsaydı belki kurtarırdık tecavüzcüsünü kentin.
bana bir kaç rakam göster. daha önce keşfedilmemiş olsunlar. kayıp rakamlar göster bana, çoktan kayıp.
renkleri buğulanmış aynanda baka baka kör olsaydın ben sana ışık filan.
hapishane mi burası? neresi burası? saat kaç?
illaki saat kaç?
ben 8 sanmıştım.
ama değilmiş.
bebeksi cildiyle pırıl pırıl reklamlar.
pisletiyorlar her yeri. pisletiyorlar kaçamıyorum, boğuyorlar.
kendi pislikleriyle beni boğuyorlar.
niye?
kimse bunu hak etmez.
sakın ola ki beni aramayasın. sakın ola ki buralara uğramayasın. sakın.
beni bırak artık rahat bırak beni bırak.
böyle gidemezdi.
yok olup duruyorum. alışkanlık ve alışamakanlık. öyle bir kelime yok, uygununu bulamadım.
yıldızlar bize yol göstersin. yıldızları görebilmeliyim, onlar da beni görebilmeli. yağmura da buluta da ihtiyacım yok. yağması gereken vakti bilseydi.
ey mikail, senle daha fazla konuşacak bir şeyim kalmadı.
ağlayabilsem, bir ağlayabilsem...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder