8.8.10

bazen başlık bulmak zor olabilir

sen yokken düşündüm. ingilizce'de bir fiilin önüne "do" koyunca verdiği vurguyu türkçe'de veren hiçbir ek olmamasına üzüldüm. yazınsal değil sözel vurguları daha çok seviyoruz sanırım. ama ben "sen yokken do düşündüm." gibi bir şeyi kastediyorum. anlıyor musun bunu? boldla da yazabilirdim ama göze sokmakla okurken hissettirmek bambaşka şeylerdir.
düşündüm işte.
hayatındaki terk edilişini düşündüm. üstüne konuşmaktan koşarak kaçtığın terk edilişin.
okudum bir de. eskiden olanlardan bir adım önde değiliz. bana asla ve kat'a güvenmedin. hiç.
ben o falcıda saatlerce beklediğimiz günü düşünüyorum şimdi. evet sonunda amacımıza ulaşacaktık ama öylesi boş bir bekleyişti ki o, alacağımız kazancın yolda kaybettiklerimizi karşlayıp karşılamayacağını bilemedik. biz de geri döndük. üstelik bu bekleyişin sonunun bir yerlere varıp varamayacağını gerçekten bilemiyorum.
sen anlayamıyorsun, çünkü benim yerimde olmaya yaklaşamazsın bile. hala ukalayım, dünden kalma. kafatasını ikiye bölsem içindekileri görebilir miyim ölmen pahasına?
sezgiler yanılır mı? bilmem. bana yöneltilen bu soruya net bir cevap veremeyeceğim için geçiştirmeyi tercih etmiştim. sadece bazen yanılmalarını umuyorum.
sen karıştırıyorsun yine de, ben lethe değilim. ben, lethe, değilim. önce bunu idrak etmen lazım. ben unutturmak için değil hatırlatmak için varım. kimseyi de yolun ortasında bırakıp gitmedim. sana saldırmamak için kendimi anlattım, bunu bile anlamadın. abartılı edebi benzetmeleri sevmeyen insana bir bak hele!
tanrı bizi yiyip içtiklerimizi işeyelim ve sıçalım diye yaratmış. yüz çevirmek olmaz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder