16.8.10

saat 10:41'miş

yıllardır 10:41'i görmedim öyle bi zaman dilimi olamazmış, biri eklemiş gibi geldi.
şimdi de 11:16 olmuş ama onu o kadar garipsemedim.
yineeee mideeeeem altüssssst.
bu sefer derdim başka. dayanamadım bu defa.
12:25 oldu. steve'e mail atmam lazım ama ingilizce hiçbir şey yapasım yok. maili de türkçe atsam anlamaz.
birileri gelsin. özge mesela. "e kızım dedik ya." desin. onur gelsin "..." desin. onur susunca ben anlarım onun demişliğini. ferit gelsin "heaaa!" desin. cansu gelsin "hepsi eşşek bunların!" desin. didem gelsin "yani.. şimdi... haklısın tabi de.. ne bileyim... bilemedim..." desin. pelin gelsin "pınar sen ne karar verirsen ver arkandayım." desin. öbür cansu gelsin "pınar bu adam seni tüketiyor." desin. zeynep gelsin "üzülme koca götlü." desin... gelecek tepkileri tahmin edebilsem de bin kere anlatayım çünkü çok sustum. o kadar sustum ki sabahın 8'inde hepsini kustum!
13:32. hala steve'e mail atmam lazım. ya da sunum hazırlamalıyım.mide bulantım geçti gibi.
14:43. steve'e mail attım. evde duramıyorum ama evden de çıkamıyorum. annemin ayağının ameliyat olma ihtimali bi yanda, belki de verilmeyecek olan bi tepkiyi bekliyor olmam diğer yanda. yemek yemeye karar vereli saatler oluyor, görkem kalkınca kalkıp yemek ısıtabilmeye gidebildim. midemdeki taş hala yerinde. bir de saatlerdir aynı mfö şarkıları dönüyor, biri kapatsın!
14:50 yemeği kaynattım adeta. mfö'yi de kapadım.  rosa'yı açtım.
15:00 ensemde yusuf'un beni aldattığını öğrendiğimde hissettiğim aslında var olmayan kaynar sular geri geldi. bu yazıya bir çöküşün başlangıcı diye başlık koymak geldi içimden ama uyanmasını bekliyorum. daha orda saat 8. takribi iki saatim daha var. umarım annem de döner o süre zarfında. gideli çok oldu. babam bir kez aradı ama ba bö ka ls al diye ses geldiğinden hiçbir şey anlaşılmadı. 5 kilo daha verirsem 40 kilo olurum ve ıssıttınsa ye artık.
16:01 annem eve geldi, iyi. steve sunum için bir hafta daha verdi.
18:53 susadım.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder