16.6.10

idrak meselesi

bir adamı 4 yıl boyunca sev. ne yaparsa yapsın sev. istisnasız.
sonuç ne?

"senin türkiye'de kalasın yok değil mi?"
"herhalde güzelim, olabilirse kalmam."
"demek ki buraya kadarmış." (o bildik gülümsemem sonra. suratıma zamkla birileri tarafından yapıştırılmış, tek kelime daha eden olursa o kadar ağlayacağım ki ne zamk ne bir şey.)
"abarma güzelim de..."
"..."
"..."
"bence de'si yok be canım, realite."
"..."

bu ne ya? ne bu?
kendimi son kullanma tarihi geçmiş, üstelik de günlerdir ağzı açıkta tezgahın üstünde unutulmuş süt gibi hissediyorum (sütlerin hissiyatı var mı bilemiyorum ama ben olsam yani). hiçbir şeyin atılacağı bu kadar kesin olamaz.
ben asla abd'ye ya da ingiltere'ye filan gidip prestijli bir üniversitede yüksek lisans, doktora yapamayacağım. bunun için ne param var, ne dilim var ne de ortalamam ya da torpilim. oralarda yürütebileceğim bir mesleğim bile yok: bir psikologun her şeyi dildir, kültürdür. bunlar bir anda kavranıp uyum sağlanabilecek, alt yapısı analiz edilip içselleştirilebilecek şeyler de değil.
onun içinse tüm bu koşullar tam tersi. ve bugün "sevgilisi için daha iyi bir yerdeki doktorayı reddetmiş." denen birine: "salaklığına doymasınmış." dedi.
o kadar yorgunum ki, ağlayamıyorum bile.
ve evet: elinde yüzükle "benimle abd'ye gel." demiyecekti zaten.
338puanı yanlış yere yatırdım. bu.
ya da dört yılı yanlış adama yatırdım. bu da olabilir.
mantık hatası kesin vardır tabi, ona da sözüm yok.
uyuyacağım.

ps: cansu seni seviyorum. (lucy in the sky with diamonds -ve göğe her baktığımda yıldızların üstünde zıplayan bir lucy görebiliyorum ben!)

4 yorum:

  1. neyi nereye yatırdıysan yatırdın. hepimiz genelde bomboş yatırımlar yapmıyor muyuz? yapıyoruz. çünkü bir şey yaparken -yani başlangıçta- yatırım olarak bakmıyoruz. aman tanrım kalbimin sesini dinliyorum, kim ne derse desin, sevgi her şeyden önemli, aşığım ne güzel lalalaylaylayla gibi bakıyoruz misal. aniden diğerlerinden farklı, derin ve belki de daha özel hissediyoruz. hani onlar anlamıyor, bizim duygularımız o kadar yüce ve engellenemez ki gibi geliyor. ha, belki öyle. fakat herkes ama herkesten farklı değiliz işte hiç. tüm olan bitenin altında yatan şey zamanlama bazen. hatta ne bazeni, genelde öyle.
    öte yandan evet, ya everything happens for a reason ya da sebepsizse bile kulbunu buluruz bir şekilde.
    doğruluğu tartışma gerektirmeyen tek bir şey var ki: olan oldu. zaman ilerliyor. komiktir ama, zamanla cidden her şey geçiyor. bugün bu söylendiğinde inanmazken, bir başka gün bunun neden söylendiğini dahi hatta söylendiğini dahi unutuyorsun gidiyor.

    hayat komik lan. tengriler esprili filan. biz espri yapınca anlamıyorlar. o biraz tek taraflı ama olsun o kadar, pardon da adam tengri yani...

    ben de seni seviyorum. çok hem de. beni görmene sevindim. o kadar zıplıyorum ediyorum da kimse görmüyor sanıyordum. ehe.

    YanıtlaSil
  2. mesela bugün sabah kalkar kalkmaz da annemlere öfkelendim. neden 3 yıldır kenara 300er lira koymamışlar her ay diye? varsaysınlar ki şehir dışında okuyorum. mezun olduğumda 14,400 para kenarda birikmiş olurdu. yüksek lisans için bu kadar kıvranmak zorunda kalmazdı kimse. düşüncesizler adeta. ve ben düşünecek pozisyonda değildim. çünkü lise öğrencisi bunun finansmanını yapmakla uğraşacak bilgiye sahip değil.
    hayırlısı neyse o olurmuş filan falan.

    YanıtlaSil
  3. benim de yüksek lisansa param yok ki. ama planlarımı yapıyorum. her şeyin bir yolu bulunur tarzında bir mantıkla ilerlemeyi seçtim. bu arada bugün saçımı 80lerin sonundaki doğu almanyalı bir genç gibi kestirdim baya iyiyim bi ara webcam açıym. nasıl da konudan saptım.

    YanıtlaSil
  4. saplaya saplaya göl olur. :)
    http://www.stereomood.com/mood/happy
    bunlar baya güzel listeler bence.
    öperler.

    YanıtlaSil