22.5.13

Bir 'Başroldeki Kadınlar' Değil

22 Mayıs 2013 saat 12:00'de DEÜ İİBF Konferans Salonu'nda Ken Ludwing'in yazdığı 'Başroldeki Kadınlar' adlı oyunu seyretme fırsatım oldu. Adeta Vedat Milorvari bu girişim böyle sürmeyecektir. Bu tip yazıları yazmayı da aslında pek sevmem ama yazmak gerekti.
Öncelikle İktisat Oyuncuları'na bu insanları çağırdıkları için ve bu festivali düzenledikleri için teşekkür ediyorum. Ama daha fazla teşekkür edecek bir şey bulamıyorum. Keşke bulabilseydim.
Oyunu oynayan Balıkesir Üniversitesi Merkez Tiyatro Topluluğu idi. Oyunun konusu esasında Türk filmlerinde dahi yerini bulan, ölecek zengin birinin mirasına konma planıyla evlerine giren iki adamın daha sonra aşka tutulması. Hiç de enteresan değil belki. Ama soluksuz izletti. Çünkü, yerinde oyunculukları, abartısız dekor ve kostüm seçişleri, iyi yapılmış makyajları, grup bütünlüklerinden gelen tatlı bir dinamizmleri vardı. Asıl şaşırtıcı olan şey, ev sahibinin İktisat Oyuncuları'nın bir noktadan sonra hırçın ve yersiz raddeye gelen eleştirileri oldu.
Fuayenin yarım saati boyunca tartışılan konu: Neden Shakespeare değil? Neden öğretici bir oyun değil? Üniversite festivalleri öğretici olmasın mı?
Oyunun fuayesi dediğin nedir sorusunu sormaya çalışan birinin anında susturulması inanılır gibi değil ama gerçekten oyunun fuayesi ne?
En son konunun vardığı nokta: Bu oyun adeta bir çocuk oyunu olmuş! Oyunculardan biri çok yerinde bir şekilde şunu sordu "Çocuk oyunu kolay oyun mudur?"
"Güldürmek çok mu mühim, onu zaten Devlet Tiyatroları filan yapıyor."
Hadi ya? Devlet Tiyatroları didaktik oyun da oynuyor, bu nasıl bir misyon anlayışı, sahi misyon ne? Niçin üniversite tiyatro toplulukları didaktik oyun oynamak zorunda? Bütün ömrümüzü Çehov'dan Vişne Bahçesi filan izleyerek mi geçirmeliyiz? Eğer eğlenceli bir şeyler görmek istiyorsak özel tiyatrolara çok para baymak ya da devlet tiyatrosunun ilk günü biten biletlerini almaya çalışarak mı başarıya ulaşmalıyız? Üstelik komedi oyunu çıkarmak didaktik ya da dram oynamaktan çok daha zor, bir kaç yıllık şahsi tiyatro geçmişini bir kenara bırakıyorum, ben bir referans sayılmam ama Ferhan Şensoy sayılır herhalde.
"Üniversite festivallerinin misyonu olmalı arkadaşlar, kolaya kaçmışsınız."
Üniversite festivallerinin misyonunu belirleyen kim? Senin topluluğuna göre, Atinalı Timon'a deneysel ögeler katmak, bir başkasına göre tiyatro kültürü edinmeden üniversiteye gelmiş insanları tiyatro atmosferiyle tanıştırmak ve sevdirmek olamaz mı? Sırf bu adamlar amatör ve misafir diye misyon sorgulamasına hunharca girebilmenin kolay olduğu ortada.
"Dekorunuz çok sıradan olmuş, salonda hantal koltuklar filan..."
Dekorda kullanılan koltukları DEÜ'den sağlamışlar. Eğer konu hantallıksa bu durumda verilen cevap "E koltukları siz verdiniz?" gayet iyiydi. Yok salonda koltuk olması fikri klişe geldiyse bak bu noktada hak vereceğim, hep koltuk yani, her salonda, olacak iş değil. Halbuki evlerimizde TV karşısında jakuzi olsa, bikinilerle onun içinde takılsak hem daha modernize hem de yaratıcı olabilirdik. Burdan iç mimarlara bile sesleniyorum, lütfen, herkes aynı şeyi yapıyor, 4 yıl bunun için mi okudunuz?
Ben bu tartışmalar sırasında şunu gördüm, misafirperverlik ve hırçınlık birbirine girmiş. EÜTT de onlarca topluluğu getirtip oyunlar oynatıyor, oynanan oyundaki pek çok şey vasatın altında bile kalsa tırmalayıcı değil yapıcı eleştiriyorlar. Ayrıca kimse konuyu üniversite festivallerinin amacına getirmiyor. (En azından adam akıllı sahnelenen oyunun tartışması bitmeden getirmiyor.)
Ve dahi kendi şenlik programın içinde tam iki kez kendi oyununu oynuyorsun, üstelik de aynı oyunu oynuyorsun. Bu nasıl bir egosantrizm? Biraz EÜTT'den esinlen. Biraz mütevazı ol. Biraz az hırçın ol. Biraz makul eleştir. Biraz "nasıl yaptınız"ı sor. Hatta karşılıklı birbirimize ne katabilirizin peşinden filan koş.
İnsanlar Atinalı Timon'dan çıkarken "Off çok sıkıldım ne saçma oyundu." diyordu. Başroldeki Kadınlar'dan çıkarken "Güzel oyundu, eğlendik." diyordu. Evet, eğlendik diyordu. Öğrendik demiyordu, ağladık demiyordu, ne de güzel deneysel çalışmışlar demiyordu ama 'güzel oyundu' diyordu.
Ben bunları Atinalı Timon üstünden yazmak istemezdim. Açıkçası ağzımı açmamak için Atinalı Timon'un fuayesine kalmaktan bile kaçındım. Hatta burada yazdığım bir çok şeyi de sildim. Ama eğer diğerlerini böyle uzun uzadıya, böyle gereksiz, böyle parçalayıp atarak eleştirme hakkını kendilerinde buluyorlarsa en azından  bunları yazmakta da sakınca yoktur herhalde.
Bizim çıkardığımız oyunlar müthiş miydi? Hayır değildi, hatta o kadar değildi ki arkadaş repliğini unutup "Ay sinirden repliğimi unuttum!" diye bağırdı, terliğini sahneden aşağı fırlattı, ses arka taraflara hiç mi hiç ulaşmadı, korolar berbattı, oyun anlamsız bir şekilde yarım saat daha uzadı vs. vs. Bakarsan Aziz Nesin oynamıştık. Üstelik bizimki her ikisine de girerdi, eğlendirirken düşündüren cinstendi. Konu Aziz Nesin olunca bu noktada herkes susar. Ama kötü bir oyun çıktı ortaya. Kalkıp "O kadar insanı tiyatro sahnesine çıkarmak kolay mı a canım." diye sabaha kadar savunabilirim ama olmayınca olmuyor.
Balıkesir Üniversitesi Merkez Tiyatro Topluluğu'ndaki bir kaç oyuncu ile bir kaç dakika konuşabildim, onların asıl derdi üniversite yönetiminin yaptıklarını hiç mi desteklememesi idi. Dokuz Eylül'e de kendi üniversiteleriyle kavga ederek geldiklerini söylediler. Çünkü bir otobüs bile ayarlanmamış adam akıllı. Okullarındaki sahnenin çok dar ve kullanışsız olduğunu ifade ettiler. Bu işle, oyuncu olarak katılamasa da en azından izleyici olarak katılacak daha fazla Balıkesir Üniversiteli yaratmak istediklerini belirttiler. Belki daha söyleyecekleri çok şey vardı, ama fuaye amacına ulaşmadı. Zaten bunları da bir bana söyleyebildiler.

Not: EÜTT (Ege Üniversitesi Tiyatro Topluluğu) üyesi değildim, hiç olmadım, olmak isterdim.
Not2: Ne İktisat Oyuncuları'nı ne de Balıkesir Merkez Tiyatro Topluluğu'nu yakından tanıyorum. Hatta o kadar uzağım ki hiçbir oyuncunun, dekorcunun, makyözün, ışıkçının yahut yönetmenin adını bile bilmiyorum. Sadece gözlem.

2 yorum:

  1. çok teşekkürler.balıkesire de bekleriz.sevgiler :)

    YanıtlaSil
  2. ben size teşekkür ederim, uzun süredir böyle keyifli bir oyun izlememiştim :)

    YanıtlaSil